Celâl Sahir Erozan

Servet-i Fünûn şâirlerinden. 29 Eylül 1883’te İstanbul’da doğdu. Babası Yemen vâli ve kumandanı
İsmâil Hakkı Paşadır. İlk tahsiline Nümune-i Terakkî İlkokulunda başladı. Daha sonra tahsiline Davud
Paşa Rüştiyesinde ve Vefa İdadisinde devam etti. İdadî’den sonra iki sene hukuka devam etti ise de
tahsili yarım kaldı. Çocukluk çağında yazdığı şiirlerle dikkati çekti. Dokuz yaşındayken şiir okuma ve
hitabet kabiliyeti ile İkinci Abdülhamid’in dikkatini çekmişti. Padişah onu saraya davet ederek şiirler
okutur, konuşturur ve ona liyâkat nişanı verirdi. Bu yüzden lisede okurken nişanlı şâir adıyla meşhur
oldu.
Celâl Sâhir, on dört yaşından îtibâren Malûmat, Musavver Fen ve Edeb, Pul, Lisan gibi dergilerde
şiir ve makaleleri yayımlanmaya başladı. Bu yazılarında Ahmed Celâl, Velhan, Şârık, Hikmet Celâl gibi
takma adları kullanmıştır. Fransızcasını ilerletip, Fransız edebiyatı hakkında bilgi edinince edebî zevki
değişti ve Servet-i Fünûn Dergisi’nde şiirler yazmaya başladı. 1901’de derginin kapatılmasına kadar
şiir ve yazı hayatını sürdürdü.
Celâl Sâhir, 1903’te ilk memuriyetine başladı ve Hariciye Nezâretinde görev aldı. 1907’den sonra
Kabataş ve Mercan İdadilerinde Edebiyat Öğretmenliği yaptı. Meşrutiyetin îlânından sonra oldukça
aktif bir hayata başladı. Kısa bir süre Demet adlı bir kadın dergisini çıkardı ve feminizm dâvâsını
müdâfaa etti. Musavver Muhit Dergisi’nin müdürlüğünü yapan Celâl Sâhir, 1909’da kurulan Fecr-i Âtî
topluluğuna ilk katılanlardandı. Kısa bir süre sonra topluluğun reisi oldu. Türkçülük cereyanıyle
ilgilenen Celâl Sâhir, dilin sâdeleşmesi görüşünü ileri sürdü. Bu görüşleriyle Yeni Lisan hareketinin
İstanbul’da ilk savunucusu oldu. 1911’de Selanik’e giderek, burada çıkarılan Türk Yurdu, Türk
Derneği, Genç Kalemler gibi dergilerde yazılar yazdı. Birinci Dünyâ Harbi sırasında bir ara ticâretle
meşgul oldu. Cumhûriyetin îlânından sonra 1928’de Zonguldak milletvekili seçildi. Harf İnkılâbı
kuruluna katıldı. Türk Ocaklarının 1932’de kapatılmasına kadar orada çalıştı. 1935’te akciğer
kanserinden öldü. Bakırköy’deki âile kabristanına gömüldü.
Celâl Sâhir, edebiyatımızda şâir olarak tanınmasına rağmen, oldukça hacimli nesirleri de vardır. Bu
yazılarında zamanın edebî eserlerini ele alır ve düşüncelerini söyler. Celâl Sâhir’in sanat anlayışı
zamanla değişmiştir. İlk şiirleri klasik nazmın özelliklerini taşır. Daha sonra Servet-i Fünûn’da yazdığı
şiirlerde sanat için sanat prensibine bağlı kalmıştır. Şiirlerinin konusu genelde aşk ve kadındır.
Yazılarında şiir estetiği üzerinde durmamıştır. Ona göre şiir bir düşünce işi değil, duygu işidir. Fecr-i Âtî
ve Millî Edebiyat yıllarında yazdığı şiirlerinde dili sâdeleşir. Daha sonraları Türkçülük Cereyanını görüş
olarak kabul etmesine rağmen, bu düşüncesini şiirlerinde aynı rahatlıkla işlememiştir. Bu devirde
yazdığı şiirlerinde Mehmed Emin’in tesirinde kalmıştır. Celâl Sâhir, Türk edebiyat ve siyâset hayâtında
ortaya atılan akım ve inkılapların yayılmasında ve benimsenmesinde çok etkili olmuştur.
Eserleri
1) Beyaz Gölgeler: 1898-1909 yılları arasında yazdığı şiirlerin toplanmasından meydana gelmiş bir
eserdir. 2) Buhran. 3) Siyah Kitap: Fecr-i Âtî devrinde yazdığı manzum ve mensur parçaları içine alır.
Eserde 37 şiir, 10 nesir bulunmaktadır. 4) Kardeş Sesi: İkinci Meşrutiyetin îlânı üzerine yazılmış bir
risâle olup, basılan ilk eseridir. 5) Mebus Namzetleri: Siyâsî, manzum, mizahî küçük bir eserdir. 6)
Kırâat-i Edebiyye: Fuat Köprülü ile birlikte hazırladıkları üç ciltlik orta öğretim kitabıdır. 7) Müntehab
Çocuk Şiirleri: Mehmed Âsım’la birlikte ilkokullarda okutulmak için hazırlanan üç ciltlik antolojidir.

0 yorum:

Yorum Gönder